Biyolojik çeşitlilik, yaşanabilir ve sağlıklı bir çevrenin oluşması için hayati bir öneme sahiptir. İşlevleri ve özellikleri birbirinden farklı çeşitli canlılar doğal düzenin bir parçasıdır. Dünya üzerindeki yaşamın devam edebilmesi için bu doğal dengenin korunması ve devam ettirilmesi gerekmektedir.
Tanım olarak biyoçeşitlilik; bütün ekosistemde ya da belirli ekosistemlerdeki biyolojik(canlı) çeşitliliğidir. Sağlıklı ve yaşanabilir bir çevre için hayati bir öneme sahiptir. Dünya üzerinde yaşamın sürdürülebilmesi için özellikleri ve işlevleri farklı olan canlıların dengeli bir şekilde doğal ortamlarında yaşamlarını devam etmeleri gerekmektedir.
Mikroorganizmalar, bitkiler, hayvanlar ve insanlar da dahil tüm canlıları ilgilendiren biyoçeşitlilik sadece çevresel değil insanların tüm ihtiyaçlarını (barınma, enerji… gibi) doğadan karşılayabilmesini sağlamaktadır.
Biyoçeşitliliği oluşturan unsurlar: Biyoçeşitlilik dört temel unsurdan oluşmaktadır.
Biyoçeşitliliğin Önemi
Ekosistem dengesinin korunmasında, besin zincirinin korunmasında, doğal kaynakların kullanılmasında, iklim değişikliklerinin kontrol altında tutulmasında büyük önemi vardır.
Biyoçeşitliliğin ekosistem için faydaları
Biyoçeşitliliğin ekonomik ve sosyal faydaları: Besin ve gen kaynağı olarak dünyada insanlar için bitkisel besin maddesi olarak 3 bin bitki türü bulunur. Bunlardan 150 kadarı geçmişte geniş çapta yetiştirilmiş. Günümüzde ise 15 kadar bitki türü dünya nüfusunun %90’ını doyurmaktadır. Ekonomik olarak tarım ve sanayi ürünleri yetiştirilmesi ve pazarlanmasında ekonomiye büyük kazançlar sağlamaktadır. Tıp ve eczacılık için birçok hastalığın tedavisinde kullanılan ilaçların hammaddeleri için kaynak oluşturur. Ekoloji çevre sağlığı ve turizme etkisi milli parklar, doğal sit alanları, biyosfer rezervleri gibi alanlarda hem çeşitliliğin korunması hem de turizm açısından önemli katkılar sağlamaktadır.
Biyoçeşitliliği Tehdit Eden Unsurlar: Toprak, su ve hava kirliliği, aşırı tüketim, yabancı türlerin getirilmesi, endüstriyel tarım, iklim değişiklikleri, aşırı avlanma, nükleer patlamalar ve gdo’lu bitkiler olarak sayabiliriz.
Biyoçeşitliliğin Korunması: Doğal kaynakların bilinçli kullanılması, sorumlu tüketim ve üretim alışkanlıklarının geliştirilmesi, çevreye olan olumsuz etkinin azaltılması, sürdürülebilir tarım ve ekonomiye geçilmesi, atık yönetiminin sağlanması, eğitim ve bilinçlendirme çalışmalarının artması,
çevre dostu şehirler kurulması, uluslararası işbirlikleri ve devlet politikaları ve küresel ısınma için mücadelelerin artırılması biyoçeşitliliğin korunmasında temel adımlar olarak sayılabilir.
Biyoçeşitlilik ve Tarım
Tarımsal uygulamalar sınırlı kaynakları kullanan ve biyoçeşitliliği etkileyen uygulamalardır. Tarımsal sürdürülebilirlik ekosistemlerin korunması ve biyoçeşitliliğin geliştirilmesi, su ve toprak kalitesinin korunması için elzem bir önceliktir. Biyoçeşitlilik tarımsal sürdürülebilirliğin en önemli unsurudur. Tarımsal biyoçeşitlilik veya agrobiyoçeşitlilik; tarımsal ekosistemin temel işlevlerini, yapısını, gıda üretimini ve güvenliğini destekleyen süreçlerini muhafaza etmek için gerekli olan hayvan, bitki ve mikroorganizma çeşitliliğini içermektedir.
Biyolojik çeşitlilikteki kayıplar konusunda FAO’nun rakamları endişe verici boyuttadır. Tarımsal biyolojik çeşitlilik son yıllarda hızlı bir şekilde azalmaktadır. 19. yüzyılın ortalarından bu yana kültür bitkilerinin biyolojik çeşitliğindeki kayıplar %75 ten fazladır. Eskiden besin kaynağı, lif bitkisi veya diğer amaçlarla kullanılan binlerce kültür bitkisinden bugün sadece 150 kadarı, hatta bazı ülkelerde sadece 12 kadarı kalmıştır.
Sözü edilen olumsuz etkileri azaltmak için birtakım yaklaşımlar uygulanmaktadır. Ekosistem Temelli Uyum (ETU) yaklaşımı içinde yer alan örnekler arasında; koruyucu tarım ve biyoçeşitlilik, bütünsel mera yönetimi, sürdürülebilir tarım, tarımsal ekolojik uygulamalar, katılımcı sürdürülebilir arazi yönetimi yaklaşımları ve tarımsal ormancılık bulunmaktadır. Diğer yaklaşım da organik tarımdır. Organik tarım, çeşitliliğin korunması ve agro-ekosistemin sağlıklı işleyişini amaçlayan, değer zincirinin geçerli standartlara göre kontrol edilip sertifikalandırıldığı bir tarım sistemidir. Bir diğer yaklaşım da biyodinamik organik tarımdır. Biyodinamik organik tarım, en eski ve en çevreci sürdürülebilir tarım yöntemidir. Toprak sağlığı ile gıda kalitesini artıran en iyi yöntemlerden biri olması sebebiyle günümüzde ilgi giderek artmaktadır.
Tüm dünyada ülkeler tarımsal biyolojik çeşitliliğin korunması için çeşitli önlemler almaktadırlar. FAO’nun değerlendirmelerine göre dünyadaki gen bankalarında 6 milyon bitki numunesi bulunmaktadır ve bunun yaklaşık %40’ı tahıllara aittir. Tarım Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar Genel Müdürlüğü doğal kaynaklarla ilgili olarak ayrı bir grup oluşturmuş ve bu konudaki çalışmalara ivme kazandırmıştır. Türkiye’de kültür bitkilerinde birçok toplama yapılmış; yapılmaya da devam etmektedir.
Sürdürülebilir tarımda biyoçeşitliliğin korunmasında yabancı otların önemi büyüktür. Kendi doğal alanlarında yetişen yabancı otlar, doğal dengeyi koruyarak yetiştirilen tarım ürünlerine toprak ve bitki sağlığı açısından faydalı olabilirler. Yabancı otları tamamen yok etmeden kontrol altında tutup kültür
bitkisine destek olmalarını sağlamak asıl hedef olmalıdır. Ayrıca arıcılık ve diğer hayvansal yetiştiricilik için de yabancı otların önemli katkıları vardır.
Sürdürülebilir tarım ve biyoçeşitlilik açısından böceklerin ekolojik rollerinin, gerek besin zinciri, gerekse aktiviteleri açısından olmazsa olmaz bir şartlı olduğu unutulmamalıdır. Doğada ayrıştırma rolü üstlenmiş türler arasında yer alan böceklerden tutunuz, bitkilerin tozlaşmasında primer rol oynayanlara kadar pek çok rol üslenmişlerdir. Yine toprak mikrobiyotasının çeşitliliğinin toprak ve bitkiler üzerine etkisi de biyoçeşitlilik ve sürdürülebilir tarım açısından büyük öneme sahiptir. Toprak sağlığı açısından biyolojik çeşitliliği zengin olan bir toprakta yetiştirilen bitkilerin besin içerikleri yüksek ve dayanıklılıkları da daha yüksek olur. Biyolojik çeşitlilik toprağın su tutma kapasitesini arttırır, bitki köklerinin daha derine işlemesini sağlar ve en nihayetinde de erozyonu bir başka deyişle toprak kaybını önler.
Biyoçeşitlilik ve Orbiba Robotics
Orbiba Robotics geliştirdiği robotlarla biyoçeşitliliğin korunmasına, sürdürülebilir tarıma, toprak ve bitki sağlığına ciddi katkılar sağlayacaktır. Yabancı otların tespit edilmesi ve bunların bitkiye ne ölçüde fayda veya zarar vereceğini belirleyerek biyoçeşitliliğin korunmasını da temel alarak yabancı otların kontrol altında olmasını sağlayacaktır. Toprak sağlığının korunmasında bitki ve hayvan biyoçeşitliliğinin belirlenmesi ve korunmasında ciddi katkılar sağlayacaktır.
Biyoçeşitlilik ve Toprak Sağlığı Uzmanı
FATMA BAYCAN
Kaynaklar